Kivinin anavatanı Çin’dir. Kivi buradan Yeni Zelanda’ya götürülerek kültüre alınmıştır. Kivi ülkemize ilk olarak Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından getirilerek ilk kivi bahçeleri 1988 yılında kurulmuştur. En çok kivi üretimi yapan ülkeler sırasıyla Çin, İtalya, Yeni Zelanda ve Şili’dir.
EKOLOJİK İSTEKLERİ
İklim İsteği: Kivi; kışları ılık, yazları sıcak ve nemli olan bölgeleri sever. Vejetasyon süresi 240-260 gün olup bu dönemde en uygun sıcaklık isteği 10-30°C’dir. Kışın yaşlı bitkiler -13°C’de dondan zarar görürler. Genç bitkiler dona karşı çok daha hassas olup, soğuk bölgelerde 3-4 yaşına kadar kışın ot, çuval vb. malzeme ile sarılmalıdır. İlkbaharda gözlerin patlamasından sonra sıcaklık -1°C veya -2°C’ye düşmesi 1/2-2 saat içinde şiddetli don zararına neden olur. Kivi bitkisi yaz aylarında düzenli bir şekilde sulama ister, su tüketimi de fazladır. Bu nedenle ticari bahçelerde mutlaka sulama sistemi kurulmalıdır. Kivi bahçelerinin rüzgârdan iyi korunması gerekir. Bitkinin sürgünleri gevrek yapıda olduğundan kolay kırılır. Rüzgârı çok olan yörelerde bahçe kenarına rüzgâr kıran tesis edilmelidir.
Toprak İsteği: Kivi yetiştiriciliği için en iyi topraklar; derin, geçirgen, organik maddece zengin, iyi drene olmuş, tınlı topraklardır. Toprak pH’sı 5,5-7,6 arasında olmalı ve taban suyu yüksek olmamalıdır. Toprak nematodlarla bulaşık olmamalıdır.
Kurulacak bahçede sulamanın iyi bir şekilde yapılabilmesi ve göllenme olmaması için ilk olarak tesviye yapılmalıdır. Toprakta bulunması muhtemel nematodların yok edilmesi için iki yıl üst üste hububat ekilmesi faydalıdır. Taban suyu yüksek yerlerde mutlaka drenaj sistemi kurulmalıdır. Dikim aralığı uygulanan terbiye sistemine ve toprağın yapısına göre değişmekle beraber 3,5-5 m arasında olmalıdır. Çoğunlukla 6-8 dişi bitkiye 1 erkek bitki dağılımı uygulanır. Dişi çeşit olarak ülkemizde genellikle Hayward, daha sıcak yörelerde ise Bruno veya sarı meyve eti rengine sahip çeşitlerinin kullanılması uygundur. Erkek çeşitlerden Matua ve Tomuri’nin tozlayıcı olarak beraber kullanılması çiçeklenme süresi bakımından avantaj sağlar. Dikimle birlikte fidanlar hereklere bağlanmalıdır.
Modifiye "T1
"T" terbiye sistemleri
Destek ve terbiye sistemi olarak "T" ve çardak sistemleri uygulanabilir. "T" sisteminde sıra üzerinde iki yana birer adet sabit kol bırakılır ve bu kollar üzerinde oluşan yıllık sürgünler tellere bağlanır. Çardak sisteminde de sıra üzerinde iki adet sabit kol oluşturulur ve bu kollar üzerindeki bir yaşlı çubuklar sıra aralarını kapatacak şekilde uzatılır.
BAKIM İŞLERİ
Budama: Dikimi takiben ilk yıl düzgün bir gövde oluşturulur. Tepe alma yapılarak 2 adet yan kol oluşturulur. 3. ve 4. yıldan sonra yan kollar üzerinde düzenli olarak dağıtılmış çubuklar oluşturulur.
"T" terbiye sisteminde oluşturulan gövde, iki adet sabit kol ve üzerindeki bir yaşlı çubuklar ürün budamasında Şubat ayında bir önceki yıl meyve vermiş olan dalların çoğu kesilerek, bu dalların dip kısmından çıkan bir yaşlı kuvvetli dallar bırakılır. Bırakılan dallarda 12-15 göz üzerinden uç alma yapılır. Bir omcada bu şekilde bırakılan çubuk sayısı; 5-6 yaşlarında 10-15 adet, 7 yaşından sonra ise 20-30 adet civarında olmalıdır. Kış budamasında erkek omcalarda daha hafif budama yapılarak çok sayıda çiçek oluşturulmalıdır, bu nedenle genelde çubuklarda uç alma yapılır. Yaz budamasında üzerinde meyve olmayan sürgünler içerisinden sabit kollara uzak yerden çıkanlar kesilir, bazı sürgünlerde uç alma yapılır. Üzerinde meyve bulunan sürgünlerde ise son meyveden itibaren 4-6 yaprak bırakılarak uç alma yapılır.
Kış budamasında meyve veren dalın kesilmesi
Meyve Seyreltme: Kivilerde meyve tutumundan sonra döküm yaşanmaz. İri ve kaliteli meyve oluşumu için her bir sürgünde 4-5 adet meyve bırakılmalıdır. Meyve seyreltmesi Haziran ayında meyve tutumundan hemen sonra yapılabildiği gibi çiçek tomurcuğu döneminde de yapılabilir. Seyreltmede şekli bozuk ve diğerlerine nispeten küçük meyveler koparılır.
Yabancı Ot Kontrolü: Kivi kökleri yüzlek olduğu için bahçede derin sürüm yapılmamalıdır. Bunun yerine otların biçilmesi veya ot öldürücü ilaçların kullanılması gerekmektedir.
Sulama: Kivi bitkisi çok su tüketen bir bitkidir. Damla sulama ve minisprinkler sulama sistemi kurularak yaz aylarında haftada en az iki defa sulama yapılmalıdır. Sulama sisteminin yerden 60-80 cm yukarıda kurulması, yabancı otların biçilmesini ve sulamayı kolaylaştırır.
Gübreleme: Gübreleme için toprak ve yaprak analizleri yapılmalı ve analiz sonuçlarına göre ihtiyaç duyulan gübreler tespit edilen miktarlarda verilmelidir. Temel gübreleme olarak 4-6 ton/da çiftlik gübresi, 20-30 kg/da P2O5 ve 15-20 kg/da K2O verilebilir. İlk yıllarda azotlu gübre fazla verilmemelidir. Yaprak analizi için yapraklar çiçeklenme döneminde ilk çiçeğin karşısından alınmalıdır. Temmuz ayı sonunda da ikinci yaprak analizi için yapraklar saplarıyla birlikte alınmalıdır. En az 20 bitkiden yaprak alma yapılmalıdır. İhtiyaç duyulan gübreler sulama suyu ile birlikte verilebilir.
HASAT ve MUHAFAZA
Kivi meyveleri omca üzerinde olgunlaşmayıp hasat edildikten belirli bir süre sonra yeme olumuna gelirler. Hasat zamanını belirlemede genellikle refraktometre kullanılır. Refraktometre ile ölçülen SÇKM değeri %6,5-7,0 olduğunda hasat yapılır. Kivi omcası dikimi takiben 3-4 yıl sonra meyve vermeye başlar. 7. yıldan itibaren tam verim çağına geçerek ortalama 2,5-3 ton/da verim alınır. Çok verimli bir yıldan sonra ertesi yıl verim düşüklüğü görülmesi muhtemeldir. Meyveler mümkün olduğunca 0°C’de ve %95 nisbi nem ortamında depolanmalıdır. Hayward çeşidi ideal depolama koşullarında 6 aya kadar depolanabilir.
Unutulmamalıdır ki Kivi ANCAK;
Doğru Yerde,
Doğru Sistemle,
Doğru bilgiyle,
Doğru Çeşit ve Fidanla
Üretim yapıldığı takdirde YÜKSEK GELİR getirir.
ATATÜRK BAHÇE KÜLTÜRLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ YALOVA
CEVİZ YETİŞTİRİCİLİĞİ
Türkiye, ceviz üretiminde yaklaşık 10 milyonu aşkın kayıtlı ağaç varlığı ve 212 bin ton civarındaki üretimle dünyanın önde gelen ülkelerinden birisidir (Faostat, 2014). Ağaç varlığının büyük kısmı tohumdan çıktığı için zengin bir genetik çeşitlilik söz konusudur. Meyvesinin içermiş olduğu besin değeriyle sofralarımızın, kerestesinin kalitesiyle de mobilya endüstrisinin aranılan bitkisidir. Değişik tüketim alanları bulunan bu meyve türü; uzun ömürlü olması, hastalık ve zararlı yönünden çok fazla ilaçlamaya gereksinim göstermemesi, meyvesinin pazar değerinin yüksek olması gibi sebeplerden, bu meyve türüne karşı ilgi her geçen gün artmaktadır. Ceviz üretimini sınırlayan en önemli faktör ilkbahar geç donlarıdır. Ancak ülkemizin özellikle doğusunda sonbahar erken donları da problemler yaşatmaktadır. Cevizlerde verimlilikte en önemli hususlardan birisi de ekolojik faktörlerdir. Ülkemizde bölgelere göre önerilebilecek ceviz çeşitleri geçmiş yıllarda yapılmış olan çalışmalarla belirlenmiştir. Bir bahçede ceviz yetiştiriciliğine karar vermeden önce bahçenin muhakkak suretle toprak analizini yaptırmak gerekir. Yine yörenin uzun yıllar meteorolojik ortalamalarının da bilinmesi yararlı olacaktır. O bölgede daha önce yapılmış cevizle ilgili adaptasyon çalışması varsa bu çalışmanın da sonuçları değerlendirilmelidir. Böylece bütün bu bilgiler ışığında üreticin çeşit seçimi kolaylaşacaktır.
İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ
Ceviz birçok meyve türünde olduğu gibi derin, süzek, bitki besin maddesince zengin, organik madde kapsamı yüksek topraklarda rahatlıkla gelişir. Ancak kazık köklü olması ve köklerini derinlere gönderebilme yeteneğinin olması, değişik toprak şartlarına adapte olabilme yeteneği kazandırmaktadır. Ancak dikkat edilmesi gereken husus taban su seviyesinin 2 m’den aşağı olması gerekmektedir. Durgun su tüm meyve türlerinde olduğu gibi ceviz içinde tehlikelidir. Bu yüzden arazinin drenajı büyük önem arz etmektedir.Ceviz bitkisinin, çeşitlere göre değişmekle birlikte 400-1800 saat arasında soğuklama ihtiyacı vardır.
Ceviz hem yüksek hem de düşük sıcaklığa karşı hassastır. Yüksek yaz sıcaklarına karşı yeşil kabukta yanmalar görülebilmektedir. İç cevizde yüksek sıcaklıklarda büzülmelere rastlanmaktadır. Zararlanmalar 40-42°C’den sonra kendisini daha fazla hissettirir. Genç ceviz ağaçlarının taze sürgünleri -9°C’de bile zararlanırlar. Sonbaharın erken donlarında -8°C ile -9°C’de zarar görebilirler. En hassas olduğu ilkbahar geç donlarında -1°C’de bile çiçekleri zarar görebilir.
BAHÇE YERİNİN SEÇİMİ VE BAHÇE TESİSİ
Ceviz kazık köklü bir meyve türü olduğu için kökleri derine gider. Bu nedenle bahçe tesisi yapmadan önce toprak hazırlığının çok iyi yapılması gerekmektedir. Dikimden önce dip kazanla muamele yapmak fayda sağlayacaktır. Yine tek soklu pulluk ile derince sürülüp toprak iyice havalandırılmalıdır. Daha sonra herhangi bir ikileme aleti ile toprak ikilenir. Dikim yerleri işaretlenip toprak burgusu ile fidan çukurları açılır. Çukur derinliği ve genişliği en az 50 cm olmalıdır. Yapılacak toprak analizine göre toprağa dikim öncesi yanmış ahır gübresi vermek faydalı olacaktır. Eğer taban suyu seviyesi yüksek veya toprağın suyu süzmede problemi var ise mutlaka drenaj için önlem alınmalıdır. Yer seçimi yaparken mümkünse güneye bakan ve hafif meyilli araziler tercih edilmelidir. Hakim rüzgar konusunda sıkıntı yaşanıyor ise mutlaka rüzgar kıran ile önceden önlem alınmalıdır. Bahçe tesisi yapılırken dikim aralık ve mesafelerin tespitinde, çeşit özelliğinin yanı sıra kültürel işlemlerin uygulanabilirliği de dikkate alınmalıdır. Dikim aralık mesafeleri sayılan bu etkenleri dikkate alarak 8^8 m veya 10x10 m tercih edilmelidir. Bahçe kurarken çiçeklenme dönemleri birbiriyle çakışan çeşitlerin bir arada dikilmesine dikkat edilmelidir.
BUDAMA VE TERBİYE ŞEKLİ
Cevizde budama diğer meyve ağaçlarına uygulanan budama şeklinden farklıdır. Ceviz fazla oranda budama gerektirmeyen bir ağaçtır. Dikimlerden sonra ilk 2 yıl içinde terbiye şekli olan Modifiye lider şekli verilmelidir. Cevizlerde diğer meyve türlerinde olduğu gibi her yıl verim budaması, üst üste binen dalların kesimi, kuruyan, yaralanan ağaçların çıkarımı yapılmalıdır. Cevizde uç alımından ve kalın dal kesiminden mümkün oldukça kaçınılmalıdır.
YALOVA-1: Ağacı yayvan ve kuvvetli bir taç gelişmesine sahiptir. Salkımda meyveler 1-2’li olup, kabuk orta kalınlıkta, az pürüzlü, oval şekilli bir çeşittir. Meyve ağırlığı 16 g, iç oranı %50’dir. Yağ oranı %70, protein oranı %23 olup, kabuktan ayrılması kolaydır. Düşük rakımlı iç bölgelere önerilebilir. Nisan ayının başında yapraklanır. Geç donların görülmediği yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Kuru ve taze ceviz olarak tüketilmeye elverişlidir. Yalova-4, Kaplan-86, Şebin çeşitleriyle tozlanır. Eylül ayının ortalarında hasat edilir.
YALOVA-3: Dik, yayvan dallı olup, orta kuvvetli bir taç gelişimi gösterir. Salkımda meyveler 2-3’lü oluşur. İnce kabuklu ve ovalimsi bir meyve şekline sahiptir. Meyve ağırlığı 13 g, iç randımanı %53’dür. Yağ oranı %69, protein %21 olup, kuru ceviz olarak tüketilmeye elverişlidir. Kabuktan ayrılması çok kolaydır. Ceviz yetişen düşük rakımlı bölgelere tavsiye edilebilir. Yalova-1, Bilecik ve Tokat-1 (60 TU-1) çeşitleriyle döllenir. Eylül ayı sonlarında hasat edilir.
YALOVA-4: Yayvan, dik dallı ağacı orta kuvvette gelişme gösterir. Erken çiçeklenir. Geç donların görülmediği yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Meyveler 2-3’li oluşur. Meyve içi dolgun olup kabuktan kolay ayrılır. Tane ağırlığı 13 g, iç oranı %52, yağ oranı %69, protein %17’dir. Kuru ceviz olarak tüketilmeye elverişlidir. Yalova-1, Kaplan-86 çeşitleriyle döllenir. Eylül ayı sonlarında hasat edilir.
BİLECİK: Dik, yayvan ve kuvvetli bir taç gelişmesi gösterir. İç bölgelerde yetiştirilir. Özellikle, geç donların görüldüğü yörelere tavsiye edilir. Meyve salkımı 2-3’lü yapıdadır. %30 yan dallarda meyve yapar. İnce kabuklu, içi dolgun, kabuktan kolay ayrılır. Tane ağırlığı 13 g, iç oranı %53, yağ oranı %68, protein %18’dır. Kuru ceviz olarak tüketilmeye elverişlidir. Şebin, Yalova-3, KR-2 (Y-1) çeşitleriyle tozlanır. Eylül ayı sonlarında hasat edilir.
ŞEBİN: Sık dallı, yayvan bir taç gelişmesi gösterir. Cevize uygun tüm yörelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü iç bölgelere tavsiye edilir. Çok verimli meyve salkımı 2-4’lü olur. Oval bir meyve yapısına sahiptir. İnce kabuklu, kabuktan kolay ayrılır. İçi dolgun, tane ağırlığı 12 g, iç oranı %63, yağ oranı %67, protein %17 olup, çiçekleri kendine verimlidir. Bilecik, KR-2,Yalova-1 çeşitleri ile tozlanır. Eylül ayı sonlarında hasat edilir.
ŞEN—1: Erzincan ili Kemaliye ilçesinden seleksiyonla seçilen bir çeşittir. İri ve oval meyvelidir. Oldukça yüksek rakımlı ekolojiden seçildiği için karasal iklimin egemen olduğu ekolojilere rahatlıkla önerilebilir. Dik gelişen bir çeşittir.
MİDLAND: Erken çiçeklenen çeşitler için tozlayıcı bir çeşit olarak kullanılır. Çok verimli bir çeşittir. Yan tomurcuklarda meyve verme oranı %75dir. İç ceviz ağırlığı 11 gr, iç oranı %52, açık renkli iç ceviz oranı ise %75’dir. Geç çiçeklenen bir çeşittir. Sıcak bölgelerde meyve kalitesi düşüktür. Ağacı küçük olup gelişme gücünü koruyabilmek için ağır bir budamaya gereksinim duyar.
PEDRO: Conway Mayette x Payne melezidir. Geç çiçeklenen çeşitler için tozlayıcı bir çeşit olarak kullanılır. Payne’den 15 gün sonra yapraklanır. Yan tomurcuklarda meyve verme oranı %65’dir.İç ceviz ağırlığı 6 gr, iç oranı %47, açık renkli iç ceviz oranı ise %85’dir. Kabuk yapışması zayıftır. Sıcak bölgelerde meyve kalitesi düşük olup kabuklarda yanıklılıklar görülmektedir. Ağacı küçük olup gelişme gücünü koruyabilmek için ağır bir budamaya gereksinim duyar. Pedro çeşidi verimli bir çeşittir.
HARTLEY: Yeni çeşitlerin artmasıyla birlikte son yıllara kadar önemini devam ettirmiş olan eski bir çeşittir. Hartley’in yan dallarda meyve verme oranı %5-10 arasında değişir. Bu çeşidi değerli kılan en önemli özelliği iç ceviz kalitesinin çok yüksek olmasıdır. Uygun olmayan toprak koşullarında, su stresinin gözlendiği yerlerde Hartley’in yetiştirilmesi uygun olmayacaktır. Bu nedenle Hartley yetiştirilecek alanların, derin topraklı, iyi drene edilmiş ve su gereksinimi yönünden sorun olmayan yerler olmasına özen göstermek gerekecektir. Yan tomurcuklarda düşük oranda meyve veren bu çeşit, Payne çeşidine göre 15-17 gün daha geç yapraklanır. Geç yapraklanması nedeniyle bu çeşidin tozlayıcıları da geç yapraklanan çeşitlerden biri olan Franquetta’dır. Kalp şekilli meyvelerinde ortalama iç ağırlığı 6.1 gr iç oranı ise %46’dır. Çok verimli bir çeşittir.
CHANDLER: Kaliforniya orijinli bir çeşittir. Çok geç çiçeklenir. Özellikle vejetasyon dönemi (yaz) uzun olan 600 m rakımı geçmeyen ekolojilerde yetiştiriciliği tavsiye edilir. Meyveleri 14 g olup içi beyazdır. Franguetta çeşidi bu çeşit için tozlayıcı görevini yapar. Meyvelerinin dış kabukları oldukça açık renklidir. Randımanı yüksektir. Verimli bir çeşittir.
FERNOR: Franguetta x Lara melezidir. Geç çiçeklenen Fransız orijinli bir çeşittir. Kesinlikle ilkbahar Geç donlarının problem olduğu ekolojilere tavsiye edilmelidir. Fernette ile tozlanır. Verimli bir çeşittir.
FERNETTE: Franguetta x Lara melezidir. Fransız orijinli verimli bir çeşittir. Geç çiçeklenir. Fernor ile tozlanır. Karasal iklimin hâkim olduğu ekolojilere tavsiye edilebilir.
ATATÜRK BAHÇE KÜLTÜRLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ YALOVA
TRABZON HURMASI YETİŞTİRİCİLİĞİ
Trabzon hurması bir subtropik ve sıcak ılıman iklim bitkisidir. Anavatanı Çin’dir. Çin’den Japonya’ya, oradan diğer Uzakdoğu ülkelerine ve yetiştiriciliğinin yapıldığı diğer ülkelere yayılmıştır. En çok Çin, Japonya, Brezilya, Kore ve İtalya’da yetiştirilir. İsrail, ABD, Yeni Zelanda, Avustralya, İspanya, Gürcistan, Mısır, Türkiye, İran ve Şili diğer yetiştirici ülkelerdir. Ülkemizde en fazla Akdeniz Bölgesinde yetiştirilmektedir. Kışın yapraklarını döktüğü için, daha serin bölgelerde de, özellikle Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerinde yetiştiriciliği yaygındır. Yetiştiricilik yapılan önemli iller Hatay, Adana ve Mersin’dir.
EKOLOJİK İSTEKLER
İklim
Trabzonhurması bir subtropik iklim meyvesidir. Sıcak ılıman iklim şartlarına da adapte olur. Ilımlı kışları olan bölgelere iyi uyum sağlar. Tam dinlenme dönemindeyken -17°C (-18°C)’ye kadar düşük sıcaklığa dayanır. Gelişme döneminde yapraklar -3°C’de zarar görebilir. Soğuklama ihtiyacı düşüktür (200-400 saat). Meyvelerin olgunlaşması için 140-160 gün gibi uzun bir zamana ihtiyaç vardır. Yüksek yaz sıcaklarının olduğu bölgelerde güneş yanığı zararı görülür. Trabzonhurması yüksek hava nemi ister ve en kaliteli meyveler nemli bölgelerden elde edilir. Hava neminin az olduğu bölgelerde sulama ile iyi ürün alınsa da bu bölgelerde meyvelerde güneş yanıklığı görülebilir.
Toprak
Aşırı tuzlu olmadığı sürece çok farklı toprak şartlarına uyum gösterir. Derin, iyi drene olan, organik maddece ve besin maddelerince zengin, orta ağır topraklar en uygun topraklardır. 6.5-7.0 pH’ya sahip topraklardan iyi sonuç alınır. Kullanılan anaca göre toprak özellikleri farklılık gösterebilir.
ANAÇLAR
Trabzon Hurması için aşılı fidan üretimi söz konusudur. Bu amaçla kullanılan en yaygın üç tür şunlardır:
Diospyros kaki: Ülkemizde en çok kullanılan anaçtır. Kazık köklü olup az saçak kök yapar. Kuvvetli gelişir. Bütün çeşitlerle iyi uyuşur. Toprak nemine hassastır. Kök kanserine dayanıklıdır. Diospyros lotus: Bol saçak kök yapar. Bu da şaşırtmada kolaylık sağlar. Dip sürgünü vermez. Birörnek çöğür oluşturur, çabuk gelişir. Kurağa dayanıklıdır. Drenajı zayıf topraklara hassastır. Kök boğazı çürüklüğüne hassastır.
Diospyros virjiniana: Ağaçları iri olur. Geç verime yatar. Bol miktarda yüzeysel saçak kök yapar. Çok dip sürgünü verir. Fazla sürümden kaçınılmalıdır. Kirece, klora ve aşırı toprak nemine dayanıklıdır.
ÇEŞİTLER
Meyve özellikler açısından çeşitler iki ana grupta incelenebilir. Bu gruplar da kendi aralarında iki alt gruba ayrılırlar.
1. Tadı buruk olan çeşitler
a. Tozlanmaya bağlı olarak değişen (Fuji, Triumph)
b. Tozlanmaya bağlı olarak değişmeyen (Hachiya, Persimmon Seedless, Tamopan)
2. Tadı buruk olamayan çeşitler
a. Tozlanmaya bağlı olarak değişen (Kaki Tipo, Nishimura Wase, Mikatani Gosho, Vainiglia)
b. Tozlanmaya bağlı olarak değişmeyen (Fuyu, Izu, Jiro, Suruga)
Tadı buruk çeşitlerde tozlanmaya bağlı olarak; bazı çeşitlerde burukluk kaybolur ve meyve et rengi kahverengileşir.
BAHÇE KURMA
Bahçe kurmadan önce toprak analizi yaptırılarak gerekli gübreler verilmeli, organik madde az ise organik gübre verilmeli (dekara 3-4 ton ahır gübresi) veya yeşil gübreleme yapılmalıdır. Fazla yağış alan taban suyunun sorun olduğu yerlerde toprağın drenajı yapılmalıdır. Toprak sonbaharda derin sürülmeli ve engebeli ise tesviye edilmelidir. Rüzgâra açık bir alansa, çevresine rüzgâr kıran yapılmalıdır (selvi, okaliptüs ağaçları kullanılabilir). Dikim çukurları 60-70 cm derinlik ve genişlikte olabilir. Dikim tahtası kullanılarak yapılmalıdır. Dikim aralık ve mesafeleri 5^5 m, 6x6 m olabilir.
Sık dikim sisteminde;
Önce 2.5x2.5 m
5-10 yıl sonra 5x2.5 m
4-5 yıl sonra 5x5 m’ye seyreltilebilir.
KÜLTÜREL İŞLEMLER
Toprak İşleme
Trabzonhurması bahçesinde örtüsüz veya örtülü toprak işleme yapılabilir. Örtüsüz işlemede toprak işleme ile yabani otların yok edilmesi yanında, yağmurlarla veya sulama ile meydana gelen kaymak tabakasının kırılması, böylece suyun toprağa kolay işleyebilmesi ve toprağın havalanması sağlanmış olur. Ağaçların diplerindeki otlar çapalanarak temizlenir. Sulama suyunun kısıtlı olduğu yerlerde örtüsüz toprak işleme yapılmalıdır. Hava neminin az olduğu yerlerde ise örtülü toprak işleme tercih edilmelidir. Çok ağır topraklarda örtü bitkisi, toprağın fazla suyunu kullanması yönünden yararlıdır. Meyilli arazilerde örtü bitkisi erozyonun önlenmesi ve suyun tutulması için faydalıdır. Örtülü toprak işlemede ağaçların taç izdüşümünde ot kontrolü yapılır. Ağaçlar arasında otlar zaman zaman biçilerek yerinde bırakılır.
Sulama
Trabzonhurması ağaçları kısa süreli kuraklığa dayanabilir. Sulama ile daha iri ve kaliteli meyveler alınır. Aşırı susuzluk yaprak ve meyvenin erken dökümüne neden olur. Sürgün ve meyve gelişim dönemlerinde (ilkbahar ve yaz) düzenli sulama gerekir. Sulama zamanı iyi ayarlanmalı; Meyve olumuna yakın sulamalar meyvelerde çatlamalara neden olur. Renk yeşilden sarıya döndükten sonra sulama yapılmamalıdır. Sulama sistemi olarak; Karık sulama, Alttan yağmurlama, Damla sulama seçilebilir.
Gübreleme
Tüm meyve bahçelerinde olduğu gibi Trabzon Hurması bahçelerinde de dengeli ve düzenli bir gübreleme yapmak için mutlaka belirli aralıklarla toprak (her yıl) ve yaprak (üç yıl) analizleri yapılmalıdır. 3 yılda bir dekara 3-4 ton çiftlik gübresi sonbaharda sürümle toprağa karıştırılmalıdır. Gerekli azotun 1/3’ü erken ilkbaharda kalanın 1/3’ü Mayıs, 1/3’ü Haziran’da verilmelidir. Aşırı azotlu gübre çiçek ve meyve dökümüne neden olur. Fosforlu gübreler Kasım- Aralık’ta verilebilir. Fosforlu gübre çiçeklenme, meyve tutumu, kök gelişimine etkilidir. Fosforlu gübre çiftlik gübresi ile birlikte verilir. Potasyumlu gübreler meyve kalitesini özellikle meyve iriliğini arttırır. Potasyum eksikliğinde aşırı meyve dökümü ve meyvelerde çatlama görülür. Yaprak uçları ve kenarları sararır ve kurur. Fosforlu gübrelerle birlikte verilebilir.
Budama
Dikimden sonraki ilk üç yılda şekil budaması yapılır. Fidanın taçlandırılmasında değişik doruk dallı modifiye lider sistemi uygulanabilir. İstenirse palmet şekli de verilebilir. Değişik doruk dallı sisteminde esas olan, gövde üzerinde düzgün aralarla dağılmış 3-5 ana dalın gelişmesini sağlamaktır. Dikimde fidanın tepesi 60-70 cm’den vurulur. Mayıs-Haziranda 10 cm aralıklarla 3-5 ana dal seçilir ve gelişmesi sağlanır. Ana dalların gövde ile yaptığı açılar 45°-60° olmalıdır. Zayıf gelişmesi istenen dallarda eğme yapılır. İkinci yıl kış döneminde lider dalın uzunluğunun %’ü geriye budanır. Ana dallar güçlerine göre 40-45 cm’den kesilir. Lider dal yan dalların gelişmesini sağlamak için geriye budanır. Şekil oluştuktan sonra fazla bir işleme gerek yoktur. Sadece çok kuvvetli dallarda tepe alma yapılır. Zayıf, hasta, obur ve birbirine geçmiş dallar kışın çıkarılır.
Meyve Seyreltmesi
Alternansı (verimde dalgalanma) önlemek amacıyla aşırı verim yılında tam çiçeklenmeden sonra 20 gün içinde yapılır. Her meyve dalında 1 meyve bırakılması, ihracata uygun kaliteli meyve alınmasını sağlar. Meyvelerin çevresindeki yapraklar meyvelerin berelenmesine neden olabildiği için koparılır.
Meyve Dökümünün Nedenleri
•Aşırı meyve tutumu
•Tozlanma ve döllenme eksikliği
•Aşırı sulama, susuz kalma
•Aşırı azotlu gübre ile dengesiz vejetatif gelişme
•Aşırı potasyum ve mangan noksanlığı
•Unlu bit zararlısının etkisi.
Hastalık ve Zararlılar
Özel bir araştırma yapılmamakla beraber, bazı genel hastalık ve zararlıların trabzonhurmalarında da etkili olduğu bilinmektedir. Bunlardan kök kanseri, antraknoz ve açı çürüklük en yaygın olanlarıdır. Ayrıca yaprak leke hastalığı ve yaprak saplarında, genç dallarda yanıklık yapan hastalık trabzonhurmalarında görülebilmektedir. Akdeniz Bölgesinde trabzonhurmalarında görülen en yaygın zararlılar Akdeniz Meyve Sineği ve Turunçgil Unlu Bitidir. Ayrıca bazı koşniller ve tripsler Trabzon hurmalarına zarar vermektedir.
ATATÜRK BAHÇE KÜLTÜRLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ YALOVA
ARONYA YETİŞTİRİCİLİĞİ
GİRİŞ
Anavatanı Kuzey Amerika olan Aronya (Aronia melanocarpa), üzümsü bir meyve olup sağlık potansiyeli nedeniyle 1900'lü yılların başlarında Rusya'ya getirilmiş ve yetiştiriciliğine başlanmıştır. Aronya geniş bir iklim kuşağı ve toprak şartlarına adapte olabilmesi, zengin içeriği ile insan sağlığına ve beslenmesine katkısı nedeni ile "Süper Meyve"olarakadlandırılmaktadır.
Odunsu çok yıllık çalı formunda bir bitkidir. Çiçeklenme genellikle Mayıs ayında başlar, bu nedenle ilkbahar geç donlarından zarar görmez. Meyveler Eylül ayı ortalarında hasada gelmektedir. 4-6 hafta meyveler bozulmadan bitki üzerinde kalabilmektedir. Kendine verimlidir, tozlayıcıya ihtiyaç duymaz.
Meyvesi çok yüksek miktarda antosiyanin ve flovanoidler içermektedir. Aynı zamanda antioksidanlar, fenoller, mineraller ve vitaminler yönünden de zengindir. İçerdiği bu kimyasalların kalp hastalıkları ve kanseri önleme potansiyeli olduğu belirtilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar aronyanın ORAC (Oksijen Radikalleri Absorbans Kapasitesi) değerinin diğer ürünlerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek olduğunu göstermiştir.
Aronya, bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı metabolizmanın direncini artırır. Beyin ve sinir sistemini besler, yaşlanma ile mücadeleye yardımcı yüksek antioksidan kapasitesine sahiptir.
EKOLOJİK İSTEKLER
İklim:1.5-3.0 metre boylanabilen Aronya bitkisi soğuğa oldukça dayanıklıdır. Kışı sıcaklık derecesi -30°C olan bölgelerde bitki zararlanmadan yetiştirilebilir. Bitkilerin çiçeklenmesi için soğuklama ihtiyacı 800-1000 saattir. Geç çiçeklenmesinden dolayı ilkbahar donlarından zarar görmez. Farklı iklim ve toprak şartlarına adaptasyonu iyidir.
Toprak ve Gübreleme: Aronya çok geniş toprak tipi ve pH aralığında yetiştirilmeye uygun, çok yıllık çalı formunda üzümsü bir meyvedir. Tamamen güneş alan yerlerde ve iyi drenajlı topraklarda, optimum 6-6.5 toprak pH'sında yetişir, fakat 6-7,5 toprak pH'sını da tolere edebilir. Bahçe kurulacak alanlarda kireç miktarı önemlidir. Yüksek kireçli topraklarda yetiştirilmesi sınırlıdır.
Aronya bahçesi kurulacak yerde dikimden 6 ay önce çiftlik gübresi (3 ton/da) toprağa karıştırılarak toprağın organik madde kapsamı iyileştirilebilir. İlkbaharda dikimden önce kompoze gübre analiz sonucuna göre verilerek toprağa ince sürüm yapılır. İlkbaharda (Nisan) amonyum sülfat 30 kg/da verilmelidir. Aronya için yıllık gereken besin maddesi miktarı dekara 5 kg azot, 4.5 kg fosfor ve 10 kg potasyumdur.
ÇOĞALTMA
Çelik, tohum, doku kültürü, dip sürgünü ile çoğaltılabilmektedir. Tohum ile çoğaltmada meyvelerde genetik açılma olduğundan önerilmemektedir.
Mayıs sonu Haziran başında alınan yeşil veya yarı odun çelikler, perlit, kokos, torf vd. ortamlarda köklendirilir. Doku kültürü ile hızlı klonal üretime de iyi cevap vermektedir.
BAHÇE TESİSİ
Aronya hasat yöntemine göre farklı dikim mesafesi önerilir. Küçük bahçelerde dikim aralığı 1,0x2,0 m olabilir. Ticari olarak büyük alanlarda bahçeler kurulacak ise dikim mesafesi 0,8x4 m veya 1.0x4 m olmalıdır. Dikim sırasında kök boğazının 2-3 cm toprağa gömülmesi dip sürgünü oluşturma açısından oldukça önemlidir.
Aronya fidanları 1 yaşlı, erken ilkbahar, Mart-Nisan aylarında dikimi önerilir. Fakat son dönemde fidancılarda doku kültüründen kısa zaman önce çıkmış, 15-20 cm uzunluğunda, viyollerde, odunlaşmamış, sebze fidesi kalınlığında Aronya fideleri de dikim için satılmaktadır. Eğer bahçe tesisinde sebze fidesi formunda Aronya fideleri kullanılacak ise bunların dikim zamanı ilkbahar son donları geçtikten sonra yani Nisan ayı sonu ve Mayıs ayı başları olmalıdır. Erken dikilen bu fideler soğuktan zarar görmektedir. Ayrıca dikimden sonra sulamalarına da oldukça özen gösterilmelidir.
KÜLTÜREL İŞLEMLER
Sulama: Aronya yıllık 600-800 milimetre suya ihtiyaç duyar. Sulama damlama sulama şeklinde yapılmalı ve bitkinin uzun süre susuz kalmamasına özen gösterilmelidir. Fazla sudan zarar görmez. Meyve tutumundan hasat sonuna kadar düzenli şekilde sulama yapılmalıdır. Meyve kalitesi açısından bu şarttır. Aksi takdirde meyveler küçük ve kalitesi düşük olacaktır.
Budama: Genellikle dikimden sonraki 5 yılda budamaya ihtiyaç göstermez. Öncelikle kurumuş ve hastalıklı dallar kesilerek hafif bir budama yapılmalıdır.
Yabancı Otla Mücadele: Yabancı ot mücadelesi sırasında köklerin yüzlek olması nedeni ile derin toprak işlemesi yapılmamalı, yüzlek işleme yapılmalıdır. Bitki kökleri zarar görebilir ve bitki gelişimi geri kalır.
HASAT VE VERİM
Hasat elle ve makine ile yapılabilir. Eylül ayının ilk yarısında meyveler hasat edilebilir. Elle salkım şeklinde hasat edilen meyveler +4°C'de 2 ay bozulmadan muhafaza edilebilir. Dikimi takip eden 2.-3. yıldan itibaren verim alınır. Tam verim çağına 5 yaşında ulaşır. 5 yaşından sonra bitki başına verim 5-15 kg’dır.
İŞLEME VE DEĞERLENDİRME
Aronya hem gıda sanayiinde hem de eczacılıkta kullanılmaktadır. Ayrıca taze ve kuru meyve olarak da değerlendirilmektedir. Meyve suyu, çay, sos, reçel, dondurma gibi farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Ayrıca besinlerin renklendirilmesinde ve besin takviyesi olarak da kullanılmaktadır.
ATATÜRK BAHÇE KÜLTÜRLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ YALOVA
TOPRAK TAHLİLİ / TARSİM